top of page
03_vanli_0.jpg

ŞEVKİ VANLI

1947 yılında Galatasaray Lisesinden mezun olan Vanlı (d. 1926, Konya – ö. 2008, Ankara), mimarlık eğitimi almak üzere İtalya’ya Floransa Üniversitesine gitmiş; 1954 yılında doktora derecesini de alarak Türkiye’ye dönmüş ve serbest mimarlık pratiğine Ankara’da başlamıştır.

 

50 yılı aşan serbest mimarlık pratiği sürecinde, bir kısmı Ersen Gömleksizoğlu, Can Aynagöz, Gülnur Özdağlar Güvenç ve Süreyya Atalay ile birlikte olmak üzere 100’e yakın yapı tasarlayan Vanlı, 50’ye yakın mimarlık yarışma jürisinde de üyelik yapmıştır. Gömleksizoğlu ile birlikte tasarladıkları Merkez Bankası Bursa Binası projesi (1966) 1988 yılında Mimarlar Odası Ulusal Mimarlık Ödülü’nü kazanmış, ancak bu yapı ne yazık ki 2020 yılında yıkılmıştır. Mimarlar Odası Ulusal Mimarlık Ödülleri kapsamında verilen “Mimar Sinan Büyük Ödülü”, 1992 yılında, “… gerçekleştirdiği evrensel değerdeki yapıtlarıyla Türkiye’de mimarlığın gelişmesine katkılarda bulunan; proje çalışmalarının yanı sıra, son yıllarda kurmuş olduğu Vanlı Vakfı aracılığı ile mimarlık yayınları ve konferanslarıyla ülŞkedeki mimarlık eğitimine katkıda bulunan ve tüm mesleki yaşamını çağdaş mimarlığın Türkiye’de en iyi biçimde gerçekleşmesine harcayan” Şevki Vanlı’ya verilmiştir.

 

Meslek pratiğine modernist yaklaşımın hâkim olduğu İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemde başlayan Vanlı, kendisinin de önemli bir aktörü olduğu “20. Yüzyıl Türk Mimarlığı”nı “eski ile yeni arasında sıkışmış” olarak tanımlamış; “modern mimariye ve yerel mirasa birlikte duyulan hayranlık, sürekli gelişme sürecini engellemiştir. ... Farklılık, ya modern mimari içinde ya da onu aşarak tasarlanacaktır” diyerek “Türk mimarlığı”nın çağdaş kimliğini vurgulamıştır. Vanlı’nın 20. yüzyıl ortasındaki tasarımları bu dönemin modernist yaklaşımını örneklemekte; özellikle 20. yüzyılın son dönemindeki tasarımları ise arayışçı bir modernizm savunusunu ve bu çerçevede geliştirdiği kişisel denemeleri, yani “düşlerin sonsuz ve dağınık yapısı içinde, coşkuyla artan çağrışımların arkasında, bir imgenin belirginleşmesi veya bize doğru gelmesi” olarak tanımladığı “tasarım”ın şiirsel kimliğini de öne çıkarmaktadır.

 

Tasarladıkları ve yazdıklarıyla 20. yüzyılın ortasından 21. yüzyılın başına uzanan dönemde Türkiye mimarlığında etkin bir yer edinen Vanlı, ülkenin geniş coğrafyasında Adana, Mersin ve Antakya’dan Afyon, Aydın, Bursa ve İzmir’e, Kayseri ve Konya’dan Ordu’ya uzanan farklı kentlerde ve özellikle 1980’li yıllarda yurt dışında Cezayir, Libya, Lübnan ve Suudi Arabistan’da mimari projeler gerçekleştirmiştir; bu kapsamlı üretim bağlamına rağmen, bürosunu Ankara’da açan ve Ankara’da yaşamaya devam eden mimar, projelerinin çoğunu da bu kent için tasarlamıştır. 

 

Vanlı’nın Ankara’da gerçekleştirdiğini bildiğimiz 24 projesinin 15’i konut tasarımlarıdır. Bu projeler arasında tek aile evleri bulunsa da, çoğunluğu 1950’lerden itibaren nüfusuyla birlikte konut ihtiyacı da artan kentte çoğalan aile apartmanları ya da kooperatif apartmanlar oluşturmaktadır. 1970’li yılların ilk yarısında en önemli projesi olan OR-AN Toplu Konut Yerleşimi de, Vanlı’nın konut sorunu ve üretimine sunduğu yeni yöntem ve ürün olarak önemlidir. Ankara’daki daha az sayıdaki kamu yapısı da, yapılı çevrenin oluşumunda 20. yüzyılın ikinci yarısında giderek artan role sahip olan özel sektör için tasarlanmıştır. Bu dönemde devlet yarışmalar aracılığıyla yapı üretiminde hâlâ etkin bir role sahip olsa da, Vanlı’nın Ankara için planlanan yapılar için katıldığı yarışma sayısı da fazla değildir; bunlar arasında birincilik kazandıkları Millî Savunma Bakanlığı için inşa edilen yurt binası projesi mimarın hem dönemin tasarım anlayışına hem de kentin önemli bir meydanına yaptığı katkı olarak dikkat çekicidir. Bu dönemde yine birincilik kazandığı Millî Kütüphane projesi ise inşa edilmemiş; bu olumsuz deneyim belki de Vanlı’nın devlet için tasarlamaktan uzak durmasına neden olmuştur. Vanlı bu bağlamı şöyle anlatır: “Anara’da akılcılığın baskısında yaşayan, çoğu zaman temelde şablonlarla çalışan ve gücünü çoğunluktan alan, ancak onun içinde kaybolan mimariye uzaktık. Profesyonel yaşam, bir anlamda imar planları ve yönetmelikleri duvarına çarpmaktı”.

 

Mimarlık anlayışını anlatmayı ve tartışmayı önemseyen Vanlı, ODTÜ ve Anadolu Üniversitesi’nde yarı-zamanlı öğretim üyeliği yaptığı dönemlerde yaklaşımını yeni nesille paylaşma imkânı bulmuş; yazmaya ve yayımlamaya verdiği önemle görüşlerini ve eleştirilerini tüm mimarlık ortamıyla paylaşmayı da başarmıştır. Arayışçı modernist mimar kimliğiyle tanımlayabileceğimiz Vanlı’nın, arayışlarını ürüne çevirmeyi de başarmasını sağlayan girişimci mimar kimliği de vurgulanmalıdır. Mimarlar Odası’nın kuruluş döneminde aktif rol alan, İmar ve İskân Bakanlığında da kısa bir dönem danışmanlık yapan Vanlı, bu kurumsal katkılarının yanı sıra kişisel girişimleriyle de hem genel olarak mimarlık alanının hem de özel olarak Ankara kentinin tarihinde önemli bir yere sahiptir. Vanlı’nın ilk kapsamlı girişimi ve Türkiye’nin de ilk uydu yerleşimi olarak 1969-1974 yılları arasında kurulan OR-AN Toplu Konut Yerleşimi, hızla büyüyen kentlerde benzerleri tekrarlanan bir örnek proje olmuş; aynı zamanda Ankara’nın güneyindeki gelişimi de tetiklemiştir. 1989 yılında kurduğu Şevki Vanlı Mimarlık Vakfı ise hem gerçekleştirdiği yayınları hem de düzenlediği Archiprix Türkiye Yarışması ile üniversitedeki mimarlık eğitimini mercek altına alırken, üniversitede gerçekleşecek ve sonrasında sürecek eğitim için gereken kaynakların sağlanmasına katkıda bulunmuştur. Vanlı, vakfa gelir kaynağı sağlamak amacıyla 1989-1991 yıllarında Erkeksu Çiftliği’ni kurma girişiminde bulunmuştur. Ankara için bir sayfiye kenti olarak projelendirdiği bu yerleşimde kentliye dinlenme mekânı sunarken kentin çeperindeki gelişimi de bir kez daha şekillendirmeyi planlamışsa da bu girişimi beklediği şekilde sonuçlanmamıştır. 

 

Hem mimarlık üretiminde hem de mimarlık ve kendi mimarlığı üzerine düşünme ve yazma pratiğinde yaratıcı olan Şevki Vanlı’nın 1950’lerden 2000’lerin başına uzanan süreyi kapsayan meslek yaşamının, Ankara’nın bu dönemdeki yapılı çevresinin bağlamı içindeki yerini güncel bulgularla sunan bu proje çalışmasının, Türkiye modern mimarlığının önemli bir dönemini de daha iyi değerlendirmek için zemin oluşturacağını umuyoruz

Prof. Dr. T. Elvan Altan

bottom of page